1. Anasayfa
  2. Güvenlik Sistemleri
Trendlerdeki Yazı

Doğru Yangın Alarm Sistemi Seçimi Nasıl Yapılır?

Doğru yangın alarm sistemi seçimi için binanın kullanım amacı, büyüklüğü ve risk analizi temel alınmalı; küçük yapılar için konvansiyonel, büyük ve karmaşık yapılar için adreslenebilir sistemler tercih edilmelidir. Yanlış seçimler hem gereksiz alarmlara hem de gerçek bir yangında yetersiz güvenliğe yol açabilir. Sistem bileşenlerinin kalite ve mevzuat açısından uygun olması kritik önemdedir. Ayrıca seçim sürecinde uzman desteği almak, güvenilir ve uzun ömürlü bir sistem kurulmasını sağlar.

Doğru Yangın Alarm Sistemi Seçimi Nasıl Yapılır?

Yangın Algılama ve Alarm Sistemi Nasıl Seçilir?

Giriş – Neden Yanlış Sistem Seçimi Çok Riskli?

Yangın algılama ve alarm sistemi, bir binadaki yangın güvenliğinin ilk savunma hattıdır. Yangını erken algılamak, hem bina sakinlerinin güvenli tahliyesi hem de itfaiyenin hızlı müdahalesi için kritik önem taşır. Algılama olmadan ne söndürme sistemleri devreye girebilir ne de insanlar uyarılabilir. Yanlış seçilmiş veya hatalı tasarlanmış bir yangın algılama sistemi ise hiç sistem olmamasından bile daha kötü sonuçlar doğurabilir.

Örneğin, ortama uygun olmayan bir sistem sürekli hatalı alarm vererek kullanıcıları bıktırabilir ve sonunda devre dışı bırakılabilir. Nitekim birçok işletme, uygun olmayan yangın algılama sistemlerinin sık sık yanlış alarma yol açtığı için kapatmak zorunda kalmıştır. Bu da binayı tamamen korumasız bırakır. Böyle bir sahte güvenlik duygusu oluşturmak büyük risktir. Gerçek bir yangın başladığında, eğer sisteminiz çalışmıyorsa veya geç algılıyorsa, felaket kaçınılmaz olabilir.

yangın alarm sistemiErken yangın algılama ile küçük bir yangın hemen söndürülerek büyük bir felaket önlenebilir. Yapılan bir çalışma, yangınların %93’ünün daha büyümeden portatif yangın söndürücülerle kontrol altına alındığını göstermiştir. Bu başarı, yangının erken tespit edilip hızla müdahale edilebilmesi sayesindedir. Doğru seçilmiş bir algılama sistemi, yangını başlangıç aşamasında yakalayarak itfaiye gelene kadar basit müdahalelerle bile alevlerin büyümesini engelleyebilir.

Buna karşın yanlış sistem seçimi veya eksik bir kurulum, yangının fark edilmeden büyümesine yol açarak can kaybı, ciddi maddi hasar ve iş sürekliliğinde kesintiler doğurabilir. Kısacası, yangın algılama sisteminin doğru seçimi hayatî önemdedir; yanlış seçim ise sizi koruduğunu sandığınız anda yüzüstü bırakabilir. Bu makalede, binanız için en uygun yangın algılama sistemini seçerken dikkat etmeniz gerekenleri ve bu süreçte yapılan yaygın hataları, mühendis gözüyle detaylı şekilde ele alacağız.

Bina Türüne Göre İhtiyaç Analizi

Her bina, kullanım amacı ve fiziksel özelliklerine göre farklı yangın riski barındırır. Bu nedenle “herkese uyan tek tip çözüm” yaklaşımı yangın algılama sistemlerinde geçerli değildir. Öncelikle binanızın türünü ve ihtiyaçlarını doğru analiz etmelisiniz. Aşağıda ofislerden fabrikalara, hastanelerden AVM’lere farklı bina tipleri için önemli noktaları sıraladık:

Ofis Binaları:

Ofislerde genellikle mesai saatlerinde insan bulunur ve yangın riski elektrikli ofis cihazları, kablolamalar veya mutfak köşeleri ile sınırlıdır. Bu ortamlarda duman dedektörleri en yaygın tercihtir. Açık ofis planı varsa alanı bölgelere (zonlara) ayırıp yeterli sayıda dedektör yerleştirmek önemlidir. Ofis binanız çok katlıysa adreslenebilir bir sistem kullanmak alarmın hangi kattan hatta noktadan geldiğini net olarak görmenizi sağlar.

Ayrıca ofislerde yanlış alarmları engellemek için sigara dumanına duyarlı dedektörleri tuvalet, çay ocağı gibi alanlarda uygun tiplerle (örneğin ısı dedektörü veya aspirasyonlu sistem) değiştirmeyi düşünün. Eğer veri merkezi/serwer odası gibi kritik odalar varsa, buralarda çok erken uyarı için aspirasyonlu duman algılama (VESDA gibi) çözümleri değerlendirilebilir.

Ofis binalarında tahliye genelde hızlı yapılabileceğinden sesli alarm (sirene) herkesin duyacağı şekilde her kata konulmalı, ayrıca acil aydınlatma ve çıkış yönlendirmeleri ihmal edilmemelidir.

Fabrika ve Endüstriyel Tesisler:

Fabrikalar, üretim alanları ve atölyeler yangın algılama açısından zorlu ortamlardır. Yüksek ısı, toz, buhar veya kimyasal dumanlar standart duman dedektörlerini yanıltabilir. Bu nedenle ortama uygun dedektör teknolojisi seçimi kritiktir. Örneğin çok tozlu veya buharlı bir tesiste optik duman dedektörleri yerine ısı dedektörleri veya alev dedektörleri tercih edilmelidir.

Patlayıcı gazların olduğu alanlarda ex-proof (patlamaya karşı korumalı) dedektörler ve gaz sensörleri gerekebilir. Ayrıca üretim makinelerinin bulunduğu noktalarda aşırı ısınmaya karşı sabit sıcaklık veya sıcaklık artış hızı (rate-of-rise) dedektörleri kullanılabilir. Fabrika alanları geniş olabileceğinden, alanı bölgelere ayırmak ve her bölgede yeterli sayıda dedektör bulundurmak önemlidir. Yangın riski yüksek proses noktalarını (ör. boyahane, kaynak alanı, fırınlar) ayrı zonlar halinde izlemek, alarm durumunda sadece ilgili bölgeyi durduracak senaryolar yazmak gerekebilir.

Endüstriyel tesislerde yanlış alarm oranını en aza indirmek çok önemlidir, çünkü her yanlış alarm üretimi durdurup zarara yol açabilir. Bu yüzden adreslenebilir akıllı sistemler kullanarak dedektör hassasiyetini zaman dilimine veya süreç durumuna göre ayarlamak, yangın doğrulama algoritmaları uygulamak (örn. aynı bölgede birden fazla algılama olursa alarm oluşturmak) gibi yöntemler düşünülmelidir.

Son olarak, fabrikalarda çalışanların iş gürültüsü içinde alarmı duyabilmesi için güçlü sirenler ve flaşörlü uyarılar kullanılmalı; büyük tesislerde anons sistemi ile yönlendirme yapılmalıdır.

yangın alarmDepo ve Lojistik Alanları:

Depolar, antrepolar ve yüksek tavanlı lojistik merkezleri yangın algılama açısından özel çözümler gerektirir. Geniş hacimli ve yüksek tavanlı bu alanlarda duman, klasik tavana monteli noktasal dedektörlere ulaşmadan önce seyrelip yayılabilir, bu da algılamayı geciktirir. Bu nedenle beam dedektörler veya aspirasyonlu duman algılama sistemleri depo ortamlarında çok etkilidir.

Örneğin optik ışın (beam) dedektörleri geniş ve yüksek depolarda karşılıklı duvarlara monte edilerek görünmez bir ışın hattı oluşturur; araya duman girince alarm verir. Beam dedektörler büyük alanı az sayıda cihazla kaplayabildiği için raflı depolar için maliyet etkin bir çözümdür. Aspirasyonlu sistemler ise depo içinde boru ağıyla sürekli hava örneklemesi yaparak henüz gözle görülmeyen miktarda dumanı dahi tespit edebilir. Özellikle çok değerli ürünlerin depolandığı veya tozlu ortamlarda yanlış alarmın engellenmesinin istendiği durumlarda idealdir.

Depolarda ayrıca forklift şarj istasyonları, ambalaj atıkları gibi riskli noktaları belirleyip buralara ekstra dedektör koymak önemlidir. Unutulmamalı ki depolarda yangın yükü (karton, ahşap palet, plastik vb.) genelde yüksektir ve yangın çıkarsa hızla büyüyebilir. Bu yüzden erken algılama kadar, sistemin güçlü sesli ve ışıklı uyarılarla personeli uyarması, ayrıca varsa sprinkler sistemini tetikleyecek ara yüzlere sahip olması gerekir.

Depo personeli genelde az sayıda olduğundan, bir alarm durumunda uzaktan izleme ve itfaiyeye otomatik bildirim özellikleri de entegre edilmelidir. Son olarak, büyük depolarda duman tahliye fanları ve yangın damperleri bulunuyorsa, yangın algılama sistemi ile entegre çalışması (yangın anında otomatik açılması/kapanması) sağlanmalıdır.

Otel ve Konaklama Tesisleri:

Oteller, yurtlar ve diğer konaklama binalarında yangın güvenliği doğrudan can güvenliğidir. İnsanlar uyurken savunmasız olduklarından, her bir odada uygun dedektör bulunması ve alarmın yüksek sesle misafirleri uyandırması gereklidir. Genellikle her otel odasına bir duman dedektörü ve bunu tetiklediğinde odada yüksek sesli uyarı verecek bir siren (ya da sirenli dedektör) yerleştirilir.

Yeni nesil sistemlerde 520 Hz düşük frekanslı yatak başı sirenler kullanılarak derin uykudaki insanların uyanması sağlanmaktadır. Otellerde dedektör seçimi odalara, koridorlara ve ortak alanlara göre değişebilir: Odalarda genelde optik duman dedektörü yeterliyken, sigara içilebilen odalar varsa yanlış alarmları önlemek için bu odalarda daha akıllı multisensör dedektörler kullanılabilir. Mutfak, çamaşırhane gibi alanlarda ısı dedektörleri tercih edilmeli, otopark veya kazan dairesi gibi yerlerde uygun gaz/ısı algılayıcıları da sisteme entegre edilmelidir.

Adresli yangın alarm sistemleri büyük otellerde neredeyse zorunluluktur; böylece alarmın hangi odadan veya hangi noktadan geldiği derhal tespit edilir ve müdahale ekipleri vakit kaybetmez. Bunun yanı sıra, otellerde panik yönetimi çok önemli olduğundan, acil anons sistemleri mutlaka yangın alarmına entegre edilmelidir. Türkiye’deki yönetmelik, 200’den fazla yatak kapasiteli otel ve benzeri konaklama yerlerinde sesli tahliye (acil anons) sistemi olmasını şart koşar.

Bu sistem, alarm anında önceden kaydedilmiş sesli mesajlarla veya canlı anonsla misafirleri sakin ama hızlı bir şekilde tahliyeye yönlendirmeye yarar. Ayrıca çok katlı otellerde öncelikle yangının olduğu kat ve üst/alt katlarında alarm verip diğer katlarda gecikmeli alarm oluşturmak gibi katmanlı (phased) tahliye senaryoları da düşünülmelidir. Bu da ancak gelişmiş programlanabilir alarm panelleriyle mümkündür.

Otel personeli de düzenli yangın eğitimi almalı, böylece dedektör alarmı aldığında hemen yangın noktası kontrol edilip gerekirse tüm binayı uyaran genel alarm aktifleştirilmelidir. Son olarak, engelli misafirler için odalarda yatak başı titreşimli alarm veya flaşör gibi ek uyarı cihazları da uluslararası standartlarca tavsiye edilmektedir; sistem seçerken bu opsiyonların bulunmasına dikkat edin.

Hastaneler ve Sağlık Yapıları:

Hastaneler, bakım evleri gibi yapılarda yangın algılama sistemi seçimi belki de en kritik ve en karmaşık olanıdır. Bu binalarda birçok hasta yatağa bağımlı veya hareket kabiliyeti kısıtlı olduğundan, yangın halinde tüm binayı bir anda tahliye etmek imkânsızdır. Bu nedenle hastanelerde yangın alarm sistemi hem çok erken uyarı verebilmeli, hem de bölgesel ve kademeli tahliye stratejisini desteklemelidir.

Genellikle hastanelerde adreslenebilir ve yüksek güvenilirlikli (yedeklemeli) sistemler kullanılır. Her oda ve koridorda uygun tip dedektörler (duman, ısı veya kombine) bulunmalı, kritik alanlarda (ameliyathane, ICU, laboratuvar gibi) aspirasyonlu ultra hassas dedektörler eklenmelidir ki en ufak bir duman hemen tespit edilsin. Ancak yanlış alarmların da en aza indirilmesi gerekir; örneğin ameliyathanelerde kullanılan bazı cihazların buharı duman dedektörünü tetikleyebilir, bu durumda zaman gecikmeli doğrulama yapacak sistemler seçilir (dedektör algıladığında birkaç saniye içinde aynı bölgedeki ikinci bir algılama doğrulanırsa genel alarm oluşsun gibi).

Hastanelerde yangın zonları genelde yangın kompartımanlarına göre belirlenir; bir bölüm alarm verdiğinde öncelikle o bölüm boşaltılır ve gerekiyorsa bitişik bölümdekiler hazırlanır. Bu senaryoların önceden tanımlanması ve sistemin yazılımına programlanması gerekir (örneğin “X servisinde yangın alarmı durumunda, sadece o servisin sirenleri çalsın ve ilgili koridor kapıları kapansın, 2 dakika sonra hala alarm devam ediyorsa bitişik servislere de alarm verilsin” gibi).

Bunu yapabilecek esneklikte bir akıllı adresli panel seçimi şarttır. Ayrıca hastanelerde sesli tahliye ve anons sistemleri mutlaka bulunur ve yangın alarmıyla entegre çalışmalıdır. Sesli anons, panik yaratmadan hastaların tahliyesini yönetmek için hayati önemdedir (örn. “Dikkat, dahili 2. katta küçük çaplı bir yangın alarmı algılandı, lütfen görevlilerin yönlendirmelerini takip edin” şeklinde). İtfaiye ve güvenlik ekipleri için, sistemin grafik izleme özellikli olması, yani hangi dedektörün nerede ve ne uyarısı verdiğini bir bilgisayar ekranında krokiler üzerinden göstermesi büyük kolaylık sağlar.

Büyük hastane projelerinde bu özellik aranmalıdır. Son olarak, hastane gibi 7/24 yaşayan ve elektriğin hiç kesilemeyeceği binalarda panel ve cihazların yedek güç kaynakları ile en az 72 saat çalışabilir olması, hatta mümkünse ring loop yapısıyla bir kablo arızası durumunda da algılamanın devam edebilmesi (Class A devre) tercih edilir.

yangın algılama ve alarm sistemiAlışveriş Merkezleri (AVM) ve Toplu Kullanım Alanları:

AVM’ler, çok sayıda insanın bulunduğu, geniş hacimli ve kompleks yapılı binalardır. Bu tür mekanlarda yangın algılama sisteminin hatasız ve hızlı çalışması hem can güvenliği hem de panik yönetimi açısından kritiktir. Öncelikle AVM gibi binalarda adreslenebilir yangın alarm sistemleri kullanılır; çünkü her bir mağaza, koridor, sinema vb. noktadan gelecek alarmın tam olarak nereden geldiği bilinmelidir. Yüzlerce dedektörden oluşan böyle büyük sistemlerde adresleme sayesinde hangi dükkândaki dedektörün alarm verdiği anında tespit edilebilir.

AVM’lerin atrium gibi yüksek tavanlı alanlarında noktasal dedektörler dumanı geç algılayabileceğinden, beam dedektörler veya aspirasyonlu sistemler uygulanmalıdır (ör. bir atriumun karşılıklı iki kenarına beam detektör konup tüm hacim kapsanabilir). Sinema salonları gibi karanlık ve yüksek tavanlı bölümlerde de benzer şekilde beam veya aspirasyon sistemleri etkin olacaktır. AVM içerisinde mutfaklı restoranlar, sinema projeksiyon odaları, elektrik odaları gibi farklı risk profiline sahip birçok mahal bulunur, sistem seçerken farklı tip dedektörlerin (duman, ısı, alev, gaz) aynı panele entegre edilebilir olmasına dikkat edilmelidir.

Ayrıca AVM’ler kalabalık olduğundan sesli ve görsel alarm cihazları çok güçlü ve yaygın olmalı, sadece siren değil acil anons sistemiyle desteklenmelidir. Zaten Türkiye’de büyük AVM’lerde acil anons sistemi yasal bir zorunluluktur (yüksekliği 51,5 m’yi aşan veya büyük kapalı alanlı ticari binalarda). Alarm anında tüm mağaza ve ortak alanlara anlaşılır tahliye anonsları yapılabilmelidir (örn. yemek katında yangın ise sadece o bölgeye öncelikle “lütfen en yakın çıkıştan sakin şekilde tahliye olun” anonsu verilebilir).

Yangın algılama paneli, AVM’lerde diğer bina sistemleriyle de entegre çalışmalıdır: Örneğin yangın senaryosu kapsamında duman damperlerini kapatmak, havalandırmayı kapatıp duman tahliye fanlarını çalıştırmak, yürüyen merdiven ve asansörleri uygun kata yönlendirmek gibi işlemleri otomatik yapabilmelidir. Birçok modern AVM’de bu entegrasyonlar bina otomasyon sistemiyle koordineli yürür, ancak esas tetikleyici yangın algılama sistemi olmalıdır.

Tüm bunlar, seçeceğiniz sistemin giriş/çıkış modülleri, senaryo yazılımı ve entegrasyon protokolleri açısından yeterli kabiliyete sahip olmasını gerektirir. Son olarak, AVM’lerde bakım ve denetim de çok önemlidir: yüzlerce cihazın düzenli test edilmesi, kirlenen dedektörlerin temizlenmesi gerekir. Seçeceğiniz sistemin arıza teşhis ve bakım uyarılarını (ör. dedektör kirlilik ikazı) desteklemesi, merkez yazılımının bakım kayıtlarını tutabilmesi gibi özellikler operasyonel açıdan size uzun vadede fayda sağlar.

Yukarıda görüldüğü gibi, her bina tipi için ihtiyaçlar farklıdır. İlk adım olarak binanızın türünü, büyüklüğünü, içerisindeki insan sayısını ve yangın tehlike sınıfını değerlendirin. Örneğin bir fabrikanız varsa patlayıcı/tozlu ortam dedektörleri gerekebilir, bir oteliniz varsa odalar için ayrı koruma ve anons ihtiyacı vardır, bir depoysa yüksek tavan problemi vardır.

Türkiye’de yürürlükte olan Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik, belirli büyüklük ve kullanımda binalarda otomatik algılama sistemini zorunlu kılmıştır. Örneğin yönetmeliğe göre; yüksek tehlikeli sınıftaki tüm binalarda, orta tehlikeli sınıfta 1000 m²’den büyük binalarda, tüm yüksek binalarda ve bütün otel, pansiyon, hastane, yurt gibi konaklama yerlerinde yangın alarm sistemi olmak zorundadır.

Dolayısıyla eğer binanız bu kapsamlardan birine giriyorsa zaten yasal olarak da uygun bir sistem kurmanız şarttır. Ama mevzuat kapsamında olmasa bile, can ve mal güvenliği için her binaya özel doğru çözümü belirlemek işletme sahibinin sorumluluğudur. Bu analiz aşamasında bir uzmanla çalışmak, binanıza özgü riskleri ve ihtiyaçları doğru tespit etmek için çok faydalı olacaktır.

duman algılamaAdresli mi, Konvansiyonel mi? Sistem Tipinin Seçimi

Yangın algılama sistemleri genel olarak konvansiyonel (adreslenemez) ve adreslenebilir sistemler olarak ikiye ayrılır. Bu iki sistem tipi arasında hem teknolojik farklılıklar hem de kullanım alanı açısından önemli farklar vardır. Konvansiyonel sistemler, daha eski ve basit teknolojiye sahip olup binayı bölgelere (zonlara) ayırarak çalışır. Her bölgeye bağlanan dedektörler ve çağrı butonları ortak hat üzerindedir; panel bir alarm geldiğinde sadece hangi bölgenin hattında olduğunu gösterir ancak nokta atışı yerini söyleyemez.

Örneğin konvansiyonel bir sistemde panelde “2. kat doğu kanadı bölgesi alarm” bilgisini görürsünüz, sonra gidip o bölgede hangi dedektörün öttüğünü elle araştırmanız gerekir. Buna karşılık adreslenebilir sistemler daha akıllıdır; her bir dedektöre, butona, sirene takılırken benzersiz bir elektronik adres tanımlanır. Böylece panel bir alarm aldığında hangi cihazın aktif olduğunu tam olarak bilir ve ekranda “3. kat 12 nolu oda duman dedektörü alarm” gibi net bilgi verir.

Ayrıca adresli sistemler sürekli tüm cihazlarla haberleşerek arızalı mı, tozlanmış mı gibi durumları da izler; konvansiyonelde ise panel sadece kablo hattının genel durumunu denetleyebilir.

Peki hangi tip sistem seçilmeli?

Bu sorunun cevabı büyük ölçüde binanızın büyüklüğüne ve ihtiyaç duyduğunuz özelliğe bağlı. Küçük ve basit yapılı binalar için konvansiyonel sistemler genelde yeterli ve ekonomik bir çözümdür. Örneğin tek katlı küçük bir atölye, butik bir mağaza, 300 m²’lik bir depo gibi yerlerde birkaç bölgeye ayrılmış konvansiyonel bir panel işinizi görebilir. Konvansiyonel sistemler daha düşük maliyetli olduğu için bütçesi kısıtlı ve cihaz adedi az projelerde avantajlıdır.

Ancak bina biraz büyüdüğünde veya cihaz sayısı arttığında konvansiyonel sistemin kısıtları ortaya çıkar: Bir katta birden fazla yangın olursa panel her ikisini de aynı bölge içinde göreceği için kafanız karışabilir, ayrıca 8-16 bölgeyi geçince panel sayısı artar vb. Orta ve büyük ölçekli binalarda ise adreslenebilir sistem kullanmak neredeyse şarttır. Adresli sistemler, tek bir loop hattına (çevrim) onlarca hatta yüz adet cihaz bağlanabilmesine imkan tanır ve büyük alanları yönetmeyi kolaylaştırır.

Özellikle hastane, otel, yüksek katlı ofis, alışveriş merkezi, okul gibi geniş alanlı ve çok odalı mekanlarda adresli sistem sayesinde olası bir alarmın tam yerini anında tespit edebilirsiniz. Böylece hem müdahale hızlanır hem de yanlış alarm durumunda binanın tamamını boşaltmak yerine sadece ilgili bölgeye odaklanabilirsiniz.

Adreslenebilir yangın alarm sistemlerin teknik üstünlükleri de vardır: Yazılım tabanlı oldukları için esnek programlama imkanı sunar ve neredeyse istenen her türlü yangın senaryosuna uyarlanabilirler. Örneğin belirli bir dedektör algıladığında yangın pompalarını çalıştırmak, asansörleri park pozisyonuna almak, belirli kapıları salıvermek gibi özel fonksiyonlar adresli panellerde tanımlanabilir. Konvansiyonel sistemlerde ise böyle senaryolar sınırlı çıkışlar ile daha basit düzeyde yapılabilir.

Adresli akıllı dedektörler ön alarm (pre-alarm) verebilir; yani duman başlangıcı algıladığında önce uyarı seviyesinde sinyal verip henüz alarm seviyesine gelmeden operatöre bildirim yapabilir. Ayrıca dedektörün kirlendiği (toz topladığı) veya arızalandığı bilgisi panelden görülebilir, hassasiyetleri yazılımla ayarlanabilir. Loop hattında bir kablo koparsa ters yönden besleme yaparak çalışmaya devam edebilir (Class A bağlantı), konvansiyonelde kablo koparsa o bölgedeki tüm cihazlar devre dışı kalır.

Bütün bu avantajların bir bedeli olarak, adreslenebilir sistemlerin tek dezavantajı daha yüksek maliyetli oluşudur. Hem cihaz fiyatları, hem de kurulum/konfigürasyon maliyeti konvansiyonelden fazladır. Ancak orta ve büyük ölçekli projelerde konvansiyonel kurmak da çok sayıda panel ve karmaşık zone dağılımı gerektireceğinden aslında pek ekonomik olmayabilir.

Sonuç olarak, eğer küçük bir işletme, atölye, küçük bir yurt gibi sınırlı alanlı bir yer ise konvansiyonel sistem uygun ve yeterli olabilir. Bu durumda bile, dedektör kapasitesi ve bölge sayısının büyümeyeceğinden emin olun (ileride binayı genişletirseniz konvansiyonel panel yetersiz kalabilir). Eğer binanız büyükse, içerisinde çok sayıda oda veya farklı bölüm varsa ya da entegre senaryolar kurmayı (HVAC kontrolü, duman tahliyesi vs) düşünüyorsanız mutlaka adreslenebilir bir sistem tercih edin.

Günümüzde adresli sistemlerin sunduğu avantajlar sayesinde yangına noktasal müdahale, sistem sağlığının izlenmesi ve esnek senaryolar yazılması mümkündür. Maliyet ilk aşamada yüksek görünse de, adresli sistemlerin erken tepki ve azaltılan yanlış alarm sayesinde uzun vadede kazandıracağını unutmayın.

Ayrıca yeni teknolojiler (ör. akıllı bina entegrasyonu, uzaktan izleme) genellikle adreslenebilir sistemlerle uyumludur. Özetle, binanızın büyüklüğü ve riskine uygun sistemi seçin: Gereksiz yere büyük bir adresli sistem alarak bütçeyi zorlamayın, ama ucuza kaçmak için konvansiyonel alıp sonra pişman olmayın. Gerekirse bir uzmana danışarak ihtiyacınıza en uygun tip ve kapasitede sistemi belirleyin.

yangın sistemi

Hangi Standartlara Bakılmalı? (EN 54 ve Ulusal Mevzuat)

Yangın algılama sistemi seçerken en önemli konulardan biri de standartlara ve yasal mevzuata uygunluktur. Bu sistemler doğrudan can güvenliğiyle ilgili olduğu için, gerek cihazların kalite standartları, gerek sistemin tasarım kriterleri uluslararası ve ulusal normlarla belirlenmiştir. Avrupa Birliği ülkelerinde EN 54 standartlar serisi, yangın algılama ve alarm sistemleri için temel standarttır ve tüm üye ülkelerde uyulması zorunludur.

EN 54, yangın panelinden dedektörlere, alarm butonlarından siren ve flaşörlere kadar her bir ekipman tipi için ayrı teknik gereksinimler ve test kriterleri tanımlar. Örneğin EN 54-7 duman dedektörleri için, EN 54-3 sesli alarm cihazları için özel şartlar içerir. Bir yangın algılama sistemine ait cihazların EN 54 uygunluk belgesi (CE sertifikası) olması demek, bağımsız akredite laboratuvarlarda test edilip onaylandığı anlamına gelir.

Dolayısıyla herhangi bir marka/model seçerken mutlaka EN 54 sertifikalı olup olmadığını kontrol edin. Piyasada çok ucuza bulunabilen, ancak EN 54 belgesi olmayan cihazlar mevcuttur; bunlar yasal olarak kullanılmamalıdır çünkü güvenilirlikleri şüphelidir ve muayeneden geçemezler. Türkiye’de Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik (BYKHY), yangın algılama ve alarm sistemlerinin nerelerde zorunlu olduğunu tarif eder. Bu yönetmelik, büyük ölçüde EN 54 ve ilgili Avrupa standartlarına dayanır.

Ayrıca Türkiye’de TS EN 54-14 standardı (CEN/TS 54-14), yangın algılama ve alarm sistemlerinin tasarım ve montaj kurallarını detaylı olarak açıklar. Bu standart, projelendirme aşamasında dedektörlerin tavan arası mesafesi, maksimum koruma alanları, kablolama yedekliliği, güç kaynağı yedekleme süreleri gibi konularda yol göstericidir. Yangın danışmanları ve yetkili mühendisler, proje tasarlarken bu standartları referans alırlar. Siz de bir sistem seçerken veya teklife çıkarken, “EN 54-14’e uygun tasarım yapılacak mı?” diye sormanız yerinde olur.

Amerikan standartları tarafında ise NFPA 72 (National Fire Alarm and Signaling Code), uluslararası alanda bilinen bir başka kriter setidir. Eğer projeniz uluslararası bir sertifikasyon (ör. FM Global, NFPA) gerektiriyorsa ya da ABD malı ekipmanlar kullanıyorsanız, NFPA 72’nin gerekliliklerini de göz önünde bulundurun. NFPA 72, özellikle alarm sisteminin kurulumu, yerleşimi, sesli alarm desibeli, yedekleme süreleri vb. konularda detaylı kurallara sahiptir. Ancak Türkiye’deki binalarda öncelikle uyulması gereken mevzuat BYKHY ve EN 54 serisidir.

Özetle, hangi marka veya model olursa olsun, standartlara uyum vazgeçilmezdir. Seçeceğiniz sistemin tüm bileşenlerinin EN54 uygunluk belgeleri olmalıdır (panel, dedektör, siren, yangın butonu vs hepsi için). Kurulum yapacak firma, projeyi EN54-14 ve BYKHY yönetmeliğine göre tasarlamalıdır. Aksi halde, hem yasal açıdan onay alamayabilir hem de en kötüsü, gerçek bir yangın anında sisteminiz beklenen performansı göstermeyebilir.

Unutmayın ki standartlar ve yönetmelikler, yaşanmış acı tecrübeler sonucunda yazılmıştır. Örneğin bir standardın “dedektörler en fazla 10,5 metre yarıçapı kapsayacak şekilde yerleştirilmeli” demesinin sebebi, daha geniş aralıkta dumanın ölü boşluklar bırakabildiğinin testlerle görülmesidir. Bu kurallara uygun bir sistem, can ve mal güvenliğinizi garanti altına almanın tek yoludur. Ucuz veya belgesiz bir ürünle belki başlangıçta tasarruf ettiğinizi düşünebilirsiniz ama yangın anında çalışmayan bir dedektör veya duyulmayan bir siren, telafisi olmayan kayıplara yol açabilir.

Ayrıca sigorta şirketleri de yangın sonrası hasar ödemelerinde kullanılan sistemin sertifikalı ve yönetmeliğe uygun olup olmadığını inceleyebilir; uygun değilse tazminatı reddedebilir. Bu yüzden, standartlara tam uyum ve mümkünse uluslararası onaylı (LPCB, VdS, UL gibi) ürünler tercih etmek en doğrusudur.

Ürün Değil, Senaryo Seçmenin Önemi

Bir yangın algılama sistemi seçerken sadece cihazlara veya markalara odaklanmak yerine, bütünüyle binanızın ihtiyaçlarına uygun bir yangın senaryosu kurgulamak gerekir. “Yangın senaryosu” derken, yangın anında binada hangi sistemlerin nasıl tepki vereceğinin planlanmasını kastediyoruz.

İyi bir senaryo, yangın algılama sisteminin entegre çalışmasını sağlar: Örneğin yangın çıktığında dedektör algılar, alarm paneli ilgili bölgenin sirenlerini çalar, aynı anda yangın damperleri kapanır, acil çıkış kapıları otomatik açılır, asansörler giriş katına iner, duman tahliye fanları devreye girer ve acil aydınlatmalar yanar. Bunların hepsi birkaç saniye içinde ardışık veya eş zamanlı gerçekleşmelidir.

Bu düzeyde bir otomasyon ve senaryo yönetimi, ancak doğru seçilmiş ve programlanmış bir yangın algılama sistemiyle mümkündür.

Ne yazık ki bazen piyasada, sadece ürün satışı odaklı yaklaşımlar görüyoruz: Sizin binanıza uygun olup olmadığı çok düşünülmeden “şu marka panel + şu kadar dedektör” şeklinde kalıp çözümler sunulabiliyor. Oysa her bina için yangın senaryosu farklı olmalıdır ve ürünü değil bu senaryoyu merkeze almak gerekir. Örneğin binanızda merkezi havalandırma sistemi varsa, yangın durumunda fanların ve damperlerin ne yapacağı planlanmalıdır.

Eğer planınız “yangın çıkan katta havalandırma sistemi otomatik duracak, duman damperleri kapanacak ve çatı duman fanı çalışacak” ise, seçeceğiniz yangın alarm panelinin bunu yapabilecek çıkış modülleri ve yazılım yeteneği olmalıdır. Basit bir örnekle, bazı küçük panellerde birkaç röle çıkışı varken, daha gelişmiş panellerde yüzlerce adresli modülle birçok cihazı kontrol edebilirsiniz.

Eğer bu senaryoyu planlamadan sadece ucuz bir panel aldıysanız, sonra damperleri kontrol edemediğinizi fark edebilirsiniz. Dolayısıyla önce senaryo, sonra ürün gelmelidir.

Yangın senaryosu aynı zamanda tahliye stratejisi demektir. Özellikle yüksek binalar veya hastane, AVM gibi kompleks yapılarda tüm bina yerine kademeli tahliye tercih edilir. Bunu gerçekleştirmek için senaryoya uygun programlama gerekir: Örneğin bir AVM’de sadece yangının olduğu mağaza ve yakınındaki zonlarda alarm verip diğer bölgelere başta uyarı vermemek, 2-3 dakika sonra yangın teyit olursa geneli uyarmak gibi.

Veya bir hastanede yangın çıkan bölümün sirenleri çalarken diğer bölümlere sadece “hazır ol” sinyali verilmesi, gerekirse kontrollü şekilde sırayla tahliye yapılması gibi. Bu tür karmaşık senaryoları yönetebilecek sistemler (adreslenebilir akıllı paneller ve yazılımlar) seçilmelidir. Seçim yaparken, yazılım esnekliği olan, senaryo programlama arayüzü kullanıcı dostu bir sistemi tercih edin. Gerektiğinde uzmanlar panel konfigürasyonundan bina senaryonuzu güncelleyebilsin.

Yangın senaryosu aynı zamanda entegrasyon demektir. Modern binalarda yangın alarm sistemi; asansör kontrol paneli, HVAC otomasyonu, kartlı geçiş sistemi, bina yönetim sistemi (BMS), acil durum jeneratörü gibi pek çok sistemle konuşabilir durumda olmalıdır. Örneğin yangın alarmı geldiğinde turnikelerin serbest geçişe açılması veya manyetik kilitli kapıların açılması gerekir.

Yine, yönetmelik gereği asansörler yangın halinde ya kullanım dışı bırakılmalı ya da itfaiyeci kontrol moduna alınmalıdır. Alarm panelinin asansör sistemine sinyal gönderme fonksiyonu olmalıdır. Binanın elektrik enerjisini kesmek gerekirse (özellikle yangın pompaları ayrı beslenmiş olmalı, diğerlerini kesmek gibi) bunun kararı senaryoda tanımlanmalıdır. Bütün bu alt senaryolar, en baştan düşünülüp proje tasarımına yazılmalı, ürün seçimi bu gereklilikleri karşılayacak şekilde yapılmalıdır.

Bir örnek senaryo üzerinden gidersek: Diyelim ki 10 katlı bir ofis binasında 5. katta bir duman dedektörü yangın algıladı. Senaryoya göre, önce sadece 5. kattaki sirenler devreye girsin, 5. katın klima damperleri kapansın ve asansörler 5. kata uğramadan lobby’ye geri dönsün. 30 saniye içinde görevli personel yangını doğrulamazsa (yanlış alarm olmadığını anlarlarsa), 4, 5 ve 6. katlarda genel alarm ve “dikkat yangın” anonsu başlasın, merdiven basınçlandırma fanları çalışsın ve tüm katların asansörleri lobby’ye inip kilitlensin.

Bir 30 saniye daha sonra tahliye genişletilsin ve tüm binada alarm/anons devreye girsin. Bu esnada bina otomasyonuna da sinyal giderek ilgili kattaki havalandırma fanları durdurulmuş, jeneratör çalışmış vb. olsun. Gördüğünüz gibi oldukça karmaşık görünen bu akışı, akıllı bir yangın alarm sistemi rahatlıkla yönetebilir. Yeter ki siz baştan bu senaryoyu kurgulamış ve sistemi buna göre seçmiş olun.

Özetle, yangın algılama sistemi seçiminde başarı, iyi tanımlanmış bir senaryoyu destekleyen doğru ürünü bulmaktan geçer. Önce kendi binanız için riskleri ve yapılması gerekenleri düşünün: “Yangın çıkarsa ne olmalı?” sorusunu ayrıntılı cevaplayın. Ardından bu ihtiyaçları karşılayabilecek teknik özelliklere sahip sistemleri değerlendirin.

Eğer sadece katalogdan ürün bakıp senaryoyu ihmal ederseniz, kurulum sonrası “şunu da yapsın istiyoruz ama bizim sistem yapamıyor” deme riskiniz yüksek. Bu da ek maliyet veya eksik güvenlik demektir. Bu noktada tecrübeli mühendisler ve proje firmaları devreye girerek size yol haritası çizebilir. Yangın algılama sistemi, satıp geçilen bir cihaz değil, binanızın güvenlik mimarisinin omurgasıdır. Ürüne değil çözüme odaklanın, uzun vadede kazançlı çıkarsınız.

endüstriyel yangın alarm sistemiYangın Algılama Sistemi Seçerken Sık Yapılan 7 Hata

Yangın algılama sistemi kurulumunda maalesef çok sık tekrarlanan hatalar var. Bu hatalar kimi zaman yanlış ürün seçiminden, kimi zaman da projelendirme eksikliğinden kaynaklanıyor. Aşağıda, seçim aşamasında en yaygın 7 hatayı ve bunlardan kaçınmak için ipuçlarını bulacaksınız:

Sırf ucuz diye marka seçmek:

Fiyat elbette önemli bir kriter, ancak en ucuz teklifi veren veya merdivenaltı tabir edilen markalara yönelmek uzun vadede pahalıya patlayabilir. Kalitesi belirsiz veya standart dışı bir ürünü sırf ucuz diye almak, yangın anında çalışmayabilecek bir sistem satın almak demektir. Ayrıca farklı ucuz cihazları bir araya getirmek de uyumsuzluk sorunları doğurabilir. Her parçası ayrı telden çalan bir sistem, bütün olarak güvenilir çalışmayabilir.

Örneğin panel bir markayken dedektörler başka bir marka, sirenler üçüncü bir marka ise kağıt üstünde hepsi EN54 belgeli olsa bile birlikte çalışırken sorun çıkarabilir. EN54-13 standardı tam da bunu vurgular: Farklı bileşenlerin sistem olarak uyumu test edilmelidir. Ucuz ürünlerde bu sertifika olmaz ve sorumluluk sizde kalır. Bir diğer risk, ucuz markaların servis ve teknik destek zayıflığıdır. Arıza durumunda parça bulamamak, yetkili servis bulamamak da işinizi zorlaştırır.

Yangın alarm sistemi, 24 saat çalışan ve hata toleransı olmayan bir sistemdir. Burada maliyetten kısmak yerine güvenilirlikten ödün vermemek gerekir. Elbette bütçenizi aşmayacak seçenekler arayın ama karar verirken fiyatı tek kriter yapmayın. Mutlaka markanın referanslarını, sertifikalarını, piyasadaki güvenilirliğini araştırın. Kaliteli bir yangın sistemi belki başlangıçta biraz daha maliyetli olabilir, ama yıllarca sorunsuz çalışarak ve gerçek bir yangında hayat kurtararak o maliyeti katbekat geri kazandıracaktır.

Ortam ve kullanım koşullarına uygun dedektör seçmemek:

Her dedektör her yerde doğru sonuç vermez. Yanlış dedektör tipi seçimi, ya yangını geç fark etmeye ya da sık sık yanlış alarma yol açmaya sebep olur. Örneğin çok tozlu veya nemli bir üretim ortamında sıradan bir duman dedektörü sürekli kirlenip arıza verebilir veya yanlış alarm üretebilir. Bu durumda o ortama ısı dedektörü takmak daha doğrudur. Keza küçük bir miktar duman çıkan bir süreç için (örneğin fırın açılan bir mutfak) ısı dedektörü yerine duman dedektörü takarsanız her yemek pişişte alarm çalabilir.

Bu tip hatalar sahada sık görülüyor. Oysa doğru ekipman seçimi temel bir gerekliliktir: “Sistemin kurulacağı yapının kullanım amacı ve mimari özellikleri dikkate alınarak uygun dedektör seçimi yapılmalıdır. Aksi takdirde sistem sıkça yanlış alarm verecek ve düzgün çalışmayacaktır.”. Uzmanlar, farklı ortamlara uygun dedektör teknolojilerini bu yüzden geliştirmiştir: İyonizasyon duman dedektörü küçük partiküllü yangınlar için, optik duman dedektörü kalın dumanlı yangınlar için, alev dedektörü açık alevi hızlı yakalamak için, kombine dedektörler hem duman hem ısıyı izlemek için vb.

Eğer yanlış tür dedektörü yanlış yere koyarsanız ya yangını algılamaz (mesela hızlı bir parlamalı yangında sadece duman dedektörü varsa, alevi görene kadar zaman kaybedebilir) ya da ortamdan dolayı sürekli alarm üretir (mesela bir kazan dairesine duman dedektörü koymak, bacadan sızan is yüzünden sık alarm ürettirir, bunun yerine ısıya dayanıklı detektör gerekir). Dolayısıyla seçim aşamasında her bir mahali değerlendirin.

Bu alan soğuk mu, tozlu mu, nemli mi, normalde de duman olur mu, ani ısı değişimi olur mu gibi sorular sorun. Gerektiğinde farklı alanlar için farklı dedektör tiplerini kombine edin. Bir ofis koridoru ile bir elektrik pano odası farklı dedektör gerektirebilir. Ayrıca tavan yüksekliği de dedektör tipini etkiler: Çok yüksek tavanda noktasal dedektör geç kalacaksa ışın tipi (beam) veya aspirasyonlu dedektör kullanmayı düşünün. Özetle, tek tip cihazla her sorunu çözemeyeceğinizi bilin ve ortam koşullarına en uygun algılama yöntemini seçin.

Dedektör yerleşim hataları:

Doğru dedektör seçmek kadar, doğru yerlere konumlandırmak da hayati önem taşır. Bazen projelerde ya maliyeti düşürmek ya da bilgisizlik nedeniyle yeterli sayıda dedektör konulmadığını veya yanlış yerlere takıldığını görüyoruz. Tipik hatalardan biri, büyük odalara tek bir dedektörle yetinmektir. Oysa üreticilerin belirlediği maksimum koruma alanı ve dedektörlerin etkin menzili vardır (genellikle duman dedektörleri için 80 m² civarı veya 6,2 metre yarıçap gibi).

Eğer odanız çok büyükse bir tane değil, birden fazla dedektör koymalısınız. Kural olarak her oda, depo, koridor ve bölmeye en az bir dedektör yerleştirin. Odanın şekline göre “ölü köşe” kalmamasına dikkat edin; dedektörlerin birbirine uzaklığı üretici tavsiyesini aşmamalıdır (örneğin dedektör 30 ft≈9 m yarıçaplı alan kapsıyorsa, odada hiç bir nokta dedektörden 9 metreden uzakta kalmayacak biçimde konumlandırın). Tavan yapısı da yerleşimi etkiler: Çok kirişli tavanlarda her kiriş gözünde dedektör gerekebilir.

Yüksek tonoz veya asma tavan altı boşluklarında ayrı dedektör gerekip gerekmediğine karar verin. Bir diğer kritik nokta, merdiven boşlukları, asansör kuyuları, elektrik şaftları, klima santral odaları gibi sık unutulan yerlerdir – buralar kapalı hacim olsa da yangın başlangıç noktası olabilir, dolayısıyla dedektörle izlenmelidir. Özellikle merdiven sahanlıklarında her 2-3 katta bir dedektör bulundurun ki baca effektine karşı uyarı verebilsin.

Dedektör yerleşiminde yapılan bir başka hata, dedektörü havalandırma menfezinin tam yanına koymaktır. Bu durumda oluşan duman, güçlü hava akımıyla dedektöre ulaşmadan dışarı atılabilir; dedektör aktive olmayabilir. Bu yüzden dedektörler temiz hava üfleyen menfezlerden ve tavandaki güçlü fan çıkışlarından uzağa konulmalıdır. Aynı şekilde, çok yüksek tavanlı depolarda standardın dedektör yerleşimiyle ilgili özel hükümleri vardır.

Duman tavana kadar yükselmeyebilir veya geç gidebilir. Eğer dedektör yerleşimi standartların öngördüğü yükseklik/alan kriterlerine uymazsa, yangın çıkıp etrafı duman sarsa bile dedektörünüz bunu “görmeyebilir” ve geç kalır. Bu nedenle, projelendirme aşamasında cihaz yerleşim planını uzman birinin yapması çok önemlidir. Yönetmelikte de belirtilen şekilde, her hacmin riskine ve geometrisine göre yeterli dedektör kapsaması sağlanmalıdır.

Gereğinden az dedektör koymak, yangın güvenliğinden kısmak anlamına gelir. Tam tersi şekilde, dedektörleri gereksiz yakın yerleştirip bütçeyi zorlamak da hatadır; önemli olan doğru dengeyi yakalamaktır. Bu konuda TS EN 54-14 ve BYKHY’nin dedektör yerleşim maddelerine harfiyen uyun, tereddütte kalırsanız danışman mühendislerden görüş alın. Unutmayın, yanlış yerleştirilmiş bir dedektör, doğru tip olsa bile işe yaramaz – yangını geç fark eder veya hiç fark etmez.

yangın alarm proje tasarımSesli/ışıklı alarm cihazlarını ihmal etmek:

Yangın algılama sisteminin görevi sadece yangını “algılamak” değil, aynı zamanda bina içindeki insanlara ve gerekiyorsa itfaiyeye alarm vermektir. Ancak bazen projelerde görüyoruz ki bütçeden kısmak için yeterli sayıda siren ve flaşör konulmuyor, ya da hiç konmuyor sadece panelin kendi ziliyle yetiniliyor. Bu çok tehlikeli bir ihmal. Algıladığınız yangını insanlara duyuramadıktan sonra sistemin bir anlamı kalmaz. Özellikle ortam gürültüsü yüksek fabrikalar, kulaklıkla çalışılan atölyeler, uyuyan insanların olduğu oteller/yurtlar gibi yerlerde sesli uyarı düzeneği çok güçlü olmalıdır.

Yönetmelik, can güvenliği için kurulan sistemlerde her yangın zonunda en az bir tane sesli ve ışıklı uyarı cihazı olmasını şart koşar. Ayrıca binanın her noktasında duyulabilir sesli alarm sağlamak için en az iki ayrı sesli alarm devresi kurulmalı ve ses şiddeti belirli bir seviyenin üzerinde olmalıdır. Eğer koridorlarda siren yoksa, odalardaki insanlar yangını fark etmeyebilir. Keza kalabalık bir AVM’de sadece küçük bir zil çalıyorsa, insanlar duymayacak ve tahliye olmayacaktır.

Bu yüzden projenizde yeterli sayıda ve doğru konumlarda sesli alarm cihazı planlayın. Sirenlerin dB(A) güçlerini göz önüne alarak, her odada en az 65 dB, koridor ve hollerde en az 90 dB ses düzeyi hedefleyin (uyuyanlar için odada yatak başında 75 dB tavsiye edilir). İşitme engelli veya çok gürültülü ortamlar için flaşörlü (ışıklı) alarm cihazları kullanın ki görsel uyarı sağlasın. Işıklı uyarılar, özellikle büyük salonlar, sinema/tiyatro, alışveriş merkezi gibi yerlerde panik yaratmadan dikkat çekmek için de faydalıdır.

Bir diğer nokta, alarm cihazlarının yedekliliğidir: Tek bir sirene güvenmeyin, devre arızasına karşı birbirinden bağımsız birkaç siren devresi kullanın (adresli sistemlerde loop üzerindeki her siren zaten adresli olduğu için herhangi biri arızalansa diğerleri çalmaya devam eder). Sesli uyarıların niteliği de önemli: Sürekli siren sesi insanlarda paniğe yol açabilir, bu yüzden eğer mümkünse önceden kaydedilmiş mesajlı sirenler kullanmak veya siren+anons kombinasyonu yapmak daha etkilidir.

Örneğin birçok modern sistemde önce yavaş bir uyarı verip ardından “lütfen sakin şekilde çıkışlara yönelin” gibi mesajlar yayınlanır. Özetle, yangın alarm sisteminizde “insan faktörünü” unutmayın: İnsanların duymasını ve görmesini sağlayın. En sofistike dedektörler bile insanları uyaramıyorsa görev yarım kalır. Bu hata, kağıt üstünde maliyetten tasarruf gibi görünür ama gerçek bir yangında can kaybına bile yol açabilir. Projenizi kontrol ederken, her katın, her önemli odanın ve bölgenin bir alarm cihazıyla kapsandığından emin olun.

Acil anons (sesli tahliye) entegrasyonunu düşünmemek:

Özellikle büyük ve kalabalık binalarda (alışveriş merkezleri, yüksek plazalar, konferans salonları, hastaneler, oteller vb.), yangın alarmını sesli tahliye anonslarıyla desteklemek hem yasal bir gereklilik hem de etkili bir tahliye için en iyi yoldur. Buna rağmen bazı projelerde acil anons sistemi ya hiç öngörülmüyor ya da yangın alarmıyla entegrasyonu yapılmıyor.

Örneğin binada zaten bir genel seslendirme sistemi varsa, bunun yangın alarmına bağlanabileceği göz ardı edilebiliyor. Oysa Türkiye yönetmeliği çok net: Yüksekliği 51.5 metreden fazla olan konut dışı tüm binalarda ve 200’den fazla yataklı otel, hastane gibi yerlerde sesli tahliye sistemi zorunludur. Yani böyle bir binada anons sistemi kurmamak zaten mevzuata aykırıdır. Bunun dışında zorunlu olmasa bile, sesli yönlendirme insanların can güvenliği için müthiş faydalıdır.

Sadece siren çalan bir ortamda insanlar ne yapacaklarını bilemeyip paniğe kapılabilirler; oysa ki kontrollü bir sesli anons panik düzeyini düşürür ve insanlara ne yapmaları gerektiğini bildirir. “Dikkat, yangın alarmı, lütfen merdivenleri kullanarak çıkışlara ilerleyin” gibi basit bir mesaj bile, özellikle alışveriş merkezi gibi ortamlarda kargaşayı önler. Bu entegrasyonu düşünmemek büyük bir eksikliktir. Eğer binanızda bir acil anons/public address (PA) sistemi yoksa bile, yangın alarm panelinizin en azından birkaç bölge için konuşma yapmaya imkan veren dahili anons modülü veya sirenlere entegre mesaj çalma kabiliyeti olabilirse bu özellikleri değerlendirin.

Mevcut PA sisteminiz varsa, yangın panelinden oraya sinyal gönderip otomatik anons başlatılmasını sağlayın. Örneğin birçok modern panelde “yangın halinde röle çıkışı aktif edilerek önceden kaydedilmiş anonsu çal” senaryosu yazılabilir. Bu sayede alarm anında insan müdahalesine gerek kalmadan doğru mesaj yayınlanır. Bir diğer önemli husus, anons içeriğinin çok uzun ve panik yaratıcı olmamasıdır; mümkünse profesyonelce hazırlanmış, kısa ve yönlendirici mesajlar kullanılmalıdır.

Tabii tüm bunların çalışması için yangın sistemi ile anons sisteminin uyumlu olması gerekir. Bazı hatalar, iki sistem farklı firmalardan alındığında uyumsuzluk olarak ortaya çıkar: Yangın paneli anons sistemine arayüz edemez, kontak bilgisi gönderemez vb. Bunu önlemek için, seçim aşamasında panelin anons sistemine bağlanma yöntemini (kuru kontak, protokol, vs.) netleştirin.

Gerekirse aynı üreticinin entegre çözümlerini tercih edin veya iki sistem sağlayıcısını entegrasyon konusunda masaya oturtun. Sesli tahliye hayat kurtarır, bunu unutmayın. Özellikle engelli, yaşlı veya panikleyebilecek kalabalık gruplar için sesli yönlendirme şart. Yangın alarm sistemi seçerken bu entegrasyonu düşünmemek, ileride sistemi revize etmek zorunda kalmanıza ya da en kötüsü, bir acil durumda kaos yaşanmasına neden olabilir.

yangın güvenlik sistemiStandart ve mevzuata uymayan sistem kullanmak:

Bazı durumlarda bina yöneticileri ya da müteahhitler, yangın alarm sistemini bir formalite olarak görüp “yeter ki ucuz yoldan taktırayım, denetim geçsin” şeklinde hareket edebiliyor. Bu yaklaşım, sizi hem yasal hem de can güvenliği açısından büyük riske sokar. Yukarıda da vurguladığımız gibi, EN 54 sertifikası olmayan bir ürünü kullanmak kesinlikle yanlıştır ve yönetmeliklere aykırıdır. Aynı şekilde, yönetmelikte zorunlu kılınan bir binaya sistem takmamak da hem kanunen suçtur hem de sorumsuzluktur.

Örneğin otel, yurt, hastane gibi “bütün yatılan yerlerde” yangın algılama sistemi kurulması şarttır; bunu yapmamak işletme ruhsatınızın iptaline bile yol açabilir. Yine yüksek bir binanız varsa ve sadece birkaç dedektörle göstermelik bir sistem kurdurduysanız, denetimde bu ortaya çıkacak ve kabul alamayacaksınız. Standartlara uymayan sistem kullanmanın bir diğer boyutu da, farklı markaların uyumsuz ekipmanlarını karıştırmak veya gerekli teknik özellikleri sağlamayan tasarımlar yapmaktır.

Örneğin paneliniz EN 54-2 standardına uygun değilse, yangın durumunda gereken ara yüzleri vermeyebilir veya güvenilir çalışmayabilir. Yine BYKHY yönetmeliğine göre yangın alarm kabloları yangına dayanıklı olmalıdır; eğer siz sıradan PVC kablo kullandıysanız yangında eriyip sistemi devre dışı bırakabilir. Bu da bir seçim hatasıdır (malzeme seçimi).

Kısacası, “kitabına uygun” bir sistem kurmak belki ilk anda daha zahmetli ve pahalı görünebilir ama sonradan yaşayacağınız sorunları önler. Sigorta şirketleri, itfaiye denetimleri ve belediye kontrollerinde bu sistemler mercek altına alınır. Uygunsuz bir durum tespit edilirse hem maddi ceza alabilirsiniz hem de gerçek bir yangın sonrası sorumlu duruma düşebilirsiniz. Örneğin bir yangında can kaybı olursa ve soruşturmada sistemin standart dışı olduğu anlaşılsa, hukuki sorumluluk doğabilir.

Dolayısıyla, asla “nasıl olsa alarm çalıyor, yeter” diye düşünmeyin. Sisteminiz ulusal ve uluslararası standartlara tam uyumlu olmalı. İyi bir mühendislik firmasıyla çalışarak gerekli dokümantasyonu ve sertifikaları mutlaka isteyin. CE/EN54 belgelerini görmeden alım yapmayın. Proje onayı için İtfaiye’den geçecek şekilde tasarım yaptırın. Bu, bir anlamda kalite güvencesidir. Standartlar ve yönetmelikler hem sizin koruyucunuzdur hem de sorumluluğunuzu belirler. Bu hataya düşmek, göz göre göre bir güvensizlik yaratmaktır.

Uzman desteği almadan kendi kendine karar vermek:

Yangın alarm sistemi, basit bir elektrik tesisatı değildir; doğru tasarım için tecrübe ve uzmanlık şarttır. Ancak kimi zaman maliyetten kaçmak veya farkında olmadan, uzman projeci çalıştırılmadan plansız programsız sistem kuruluyor. Örneğin elektrik tesisatçınız “abi ben şu paneli takarım, her odaya da birer dedektör koyarız olur biter” diyebilir. Sonuçta kağıt üstünde sistem vardır ama acaba gerçekten işe yarayacak mıdır?

Her binanın kendine özgü riskleri ve ihtiyaçları vardır ve bunları ancak gerekli eğitimi almış yangın güvenlik uzmanları analiz edebilir. Profesyonel destek almamak, yukarıda saydığımız diğer hataların hepsini yapma riskini de beraberinde getirir. Yanlış ürün seçimi, eksik dedektör yerleşimi, senaryo planlanmaması vs. genelde işin ehil kişilerce yapılmamasından kaynaklanır. Bir yangın sistemi projesine başlamadan önce mutlaka bu alanda referansları olan mühendislik firmalarına veya danışmanlara başvurun.

İyi bir uzman, binanızı görerek bir risk değerlendirmesi yapar, ihtiyaç analizi çıkarır ve size en uygun çözümü önerir. Bu bazen mevcut bütçenize uymayabilir ama güvenlik söz konusu olduğunda bazı gerçeklerle yüzleşmek gerekir. Uzmanlar ayrıca güncel mevzuata ve teknolojik yeniliklere hakimdir; sizin bilmediğiniz bir zorunluluğu ya da yeni bir çözümü size sunabilirler. Örneğin belki hiç düşünmediğiniz kablosuz yangın alarm sistemi opsiyonu, tarihi bir binada tadilat yapmadan çözüm sağlayabilir. Bunu bir uzman önerebilir. Ya da aspirasyonlu sistemin maliyetine değmeyebilir, bunu da analiz edebilirler.

Her bina eşsizdir ve özenli bir tasarım ister. Nasıl ki bir binayı statik hesap yapmadan inşa etmek düşünülemezse, yangın alarmını da ciddi bir mühendislik işi olarak görün. Hele ki insan hayatının söz konusu olduğu alanlarda trial-and-error (deneme-yanılma) lüksünüz yoktur. Bir yangın anında sisteminizin çalışacağından yüzde yüz emin olmak istiyorsanız, işin uzmanlarına danışın. Bu belki başlangıçta bir hizmet bedeli gerektirecek ama karşılığında içinizin rahat olmasını sağlayacaktır.

Ayrıca profesyoneller, sisteme dair sizi bilgilendirir, eğitim verir, bakım planınızı oluşturur. Kendi başınıza bir sistem kurdurduğunuzda, ileride bakım yapılmaz ve birkaç sene sonra sistem işlerliğini yitirir; bunu da çok görüyoruz. Uzmanlar ise periyodik testler, bakımlar konusunda sizi yönlendirip sistemin ömrünü uzatır.

Özetle, “Bu işi bilen biri lazım” dedirten her unsur burada geçerli: Eğer maddi ve hukuki sorumluluğu tek başınıza üstlenmek istemiyorsanız, yangın algılama ve alarm sistemi seçerken proje aşamasından devreye almaya kadar profesyonel destek alın. Bu, yapılacak en akıllıca yatırımdır.

yangın güvenlik alarm sistemleriSonuç ve Profesyonel Destek Almadan Önce Sormanız Gereken 5 Soru

Yangın algılama sistemi seçimi, görüldüğü gibi çok boyutlu bir iştir ve hataya yer yoktur. Son olarak, bir karar vermeden önce ve profesyonel bir firmayla anlaşmadan önce kendinize ve potansiyel tedarikçinize sormanız gereken bazı kritik sorular vardır. Bu 5 soruluk kontrol listesi, doğru sistemi seçip seçmediğinizi anlamanıza yardımcı olacaktır:

Sistem tüm yasal gereklilikleri ve standartları karşılıyor mu? – Seçmeyi düşündüğünüz sistemin EN 54 sertifikaları var mı? BYKHY yönetmeliğine uygun mu? İtfaiye onayı alabilecek mi? Örneğin cihazların hepsi CE belgeli mi, acil anons gerektiği halde bu planda var mı? Bu soruların cevabı “evet” olmalı. Aksi takdirde uygun olmayan bir çözümü en baştan elemeniz gerekir.

Bu çözüm binamın özel risklerine göre tasarlandı mı? – Teklif edilen veya düşünülen sistem sizin bina tipinize, büyüklüğünüze ve kullanımınıza uygun mu? Yoksa genel geçer bir paket mi? Örneğin endüstriyel bir tesis için toz ve nem hesaba katıldı mı, otel için odalara siren konulması düşünülmüş mü, depo için beam veya aspirasyon opsiyonu değerlendirildi mi? Sistemi sunan tarafın binanızı analiz ettiğinden emin olun. Siz de kendi binanızdaki risk noktalarını (yakıt depoları, mutfaklar, arşiv odaları vb.) listeleyip sistemin buraları kapsayıp kapsamadığını sorun.

Yangın senaryoları ve entegrasyonlar tanımlandı mı? – Profesyonel destek almadan önce mutlaka şunu netleştirin: Yangın anında sistem tam olarak ne yapacak? Hangi cihazlar devreye girecek, hangi ekipmanlar kontrol edilecek? Asansörler, HVAC, jeneratör, duman damperleri, kapı manyetikleri gibi unsurlar düşünüldü mü? Seçtiğiniz panel ve sistem bu senaryoları uygulayabilecek kapasitede mi? Bu soruyu teklif veren mühendislere yöneltin; tatmin edici bir senaryo cevabı alamıyorsanız bir şeyler eksik demektir. Örneğin “panel 3 röle çıkışı var, ihtiyaç olursa daha fazlası eklenir” gibi muğlak cevaplar yerine, net bir senaryo planı talep edin.

Sistem büyümeye veya değişikliğe açık mı ve bakım desteği nasıl? – Binanız zamanla büyüyebilir, yeni bölümler eklenebilir veya kullanım amacı değişebilir. Seçeceğiniz sistemin modüler ve genişleyebilir olması büyük avantajdır. “İleride 20 dedektör daha eklemek istersek bu panele takabilir miyiz?” diye sorun. Adreslenebilir sistemlerin çoğu genişlemeye olanak tanır ama konvansiyoneller sınırlıdır. Bunu göz önünde bulundurun.

Ayrıca bakım ve servis konusu kritik: “Bu sistemin rutin bakımlarını kim yapacak, parça bulunurluğu nasıl, arıza durumunda servis süresi ne kadar?” diye sorun. Uzman bir firma size yıllık bakım hizmeti sunacaktır ve yedek parça garantisi verecektir. Bu da uzun vadede sisteminizin işler kalması için şarttır. Eğer teklif veren firma bakım konusu açmıyorsa siz açın; çünkü yangın alarmı kurulduğu gün değil, yıllar boyu düzgün çalıştığı sürece fayda sağlar.

Benim ve personelimin bu sistemi kullanımı ve eğitimi konusunda plan nedir? – En gelişmiş sistemi dahi kursanız, eğer kullanıcılar (güvenlik görevlileri, teknik ekip vs.) doğru şekilde kullanamazsa veya alarm geldiğinde ne yapacağını bilemezse, sistem amacına tam ulaşamaz. Profesyonel firmaya sorun: Kurulum sonrası eğitim verecekler mi? Yangın paneli alarm verince personeliniz nasıl müdahale edecek, buna dair bir prosedür oluşturmanıza yardımcı oluyorlar mı?

İyi firmalar genellikle kullanıcı eğitimi ve bir yangın acil durum planı hazırlanması konusunda destek olurlar. Ayrıca kullanım kılavuzlarını Türkçe sağlar, panel üzerinde anlaşılır etiketleme yapar. Bu detaylar önemli: Yangın anında panik içinde kimse kalın bir kılavuz okuyamaz, önceden eğitilmiş olmak gerekir. Dolayısıyla bu soruya alacağınız cevap, firmanın işine ne kadar hakim olduğunu gösterir.

Bu sorulara alacağınız yanıtlar doğrultusunda, içinizin ne kadar rahat ettiğini değerlendirin. Eğer bazı cevaplar tatmin edici değilse, belki de farklı bir sistem veya farklı bir tedarikçi düşünmeniz gerekebilir. Unutmayın: Yangın algılama sistemi seçimi, sadece bir teknik alışveriş değil, aynı zamanda bir güven yatırımıdır. Doğru seçilmiş ve profesyonelce uygulanmış bir sistem, binanızdaki herkese “ben güvendeyim” hissini verecek ve olası bir yangında gerçekten hayat kurtaracaktır.

Yanlış seçim ise ancak yangın anında fark edilecek bir pişmanlık olur ki bunu yaşamamanız için bu rehberi hazırladık. Sonuç olarak, eğer bu makaleyi okuduktan sonra “bu işi bilen biri lazım” diye düşündüyseniz amacımıza ulaştık demektir. Yangın güvenliği, ehil ellere teslim edilmesi gereken ve hafife alınmaması gereken bir konudur. Doğru sistemi seçmek için bolca araştırın, danışın ve asla güvenlikten taviz vermeyin.

Can ve mal güvenliğiniz için en doğru kararı vererek, binanızı yangına karşı hazırlıklı hale getirin. Bizler her zaman profesyonel destek ve bilgiyle yanınızdayız – yeter ki sormaktan çekinmeyin. Güvende kalın!

Yangın Algılama ve Alarm Sistemi Parçaları Nelerdir?

Yazımızı Değerlendirir Misiniz?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 1
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    be_enmedim
    Beğenmedim

Yangın ve Elektronik Güvenlik Sistemleri Uzmanı ve Danışmanı/Web site Yöneticisi - Sorularınız İçin info@guvenlikdanismanlik.com mail adresini kullanabilirsiniz.

Yazarın Profili